Çoğumuzun tanıdığı, yana yatıklığı ile ünlü Pisa Kulesi, bu eğik duruşunun
altındaki çürük zemine borçlu. Şaşırtıcı olan bu eğikliğin kulenin yapımından
sonraki herhangi bir depremde gerçekleşmiş olmayıp, inşası sırasında ortaya
çıkmasıdır. Yani mimar (yada mimarlar) işe başlamışlar, birkaç kattan sonra
yapı bir taraftan zemine batmaya başladığı halde, çeşitli kesintilerle de olsa
inşaata devam etmişler. 177 yılda ve üç aşamada yapılan kulenin hayli ilginç
hikayesi var.
Tarihçe
Tarihi Pisa
kentinin askeri başarılarının ve zenginliğinin dorukta olduğu bir dönemde, 12.
yüzyılın ikinci yarısında kilise ileri gelenleri Miracoli Meydanı'nda 3 anıt
yapının yapımına karar verdiler. Bunlardan biri büyük bir katedral olan Duomo,
diğeri Vaftizhane, üçüncüsü ise Çan Kulesi idi. Çan kulesinin giriş kapısının
üzerinde belirtilen yapıya başlangıç tarihi 9 Ağustos 1173’tür. Kulenin mimarı,
tamamlandığında ancak 54m’ye yükselebilen kulenin 100m yükselmesini
planlamaktaydı. Bu nedenle 700m3 kırma taş ve harçtan oluşan, duvar kalınlığı
3.57m’yİ bulan, spiral biçimli bir temel inşa edilmişti. Kule konstrüksiyonunun
ana malzemeleri mermer ve kireç taşıydı. Kulenin ilk katı sağır kemerli
duvarlardan ve bunların önündeki klasik başlıklı sütunlardan oluşuyordu. Kule,
1178'de konstrüksiyon 3. kata ulaştığında batmaya başlamıştır. Bunun nedeni
3m’lik temelin, zayıf, stabil olmayan, ince kum, kil ve deniz kabuklarından
oluşan bir zemine oturmasıdır. İki nehrin kavuştuğu lagün üzerinde yer alan
Pisa kentinin alüvyonlu toprağı, inşaatlar için zayıf bir zemin oluşturmaktadır.
Bu da tasarımın daha baştan kusurlu olması demekti. Bunu takiben konstrüksiyon
yaklaşık bir yüzyıl durmak zorunda kaldı. Çünkü Pisa'lılar sürekli olarak
Cenova, Lucca ve Floransa ile savaşıyorlardı. Bu gecikme, alt zemin toprağının
yerleşmesi için zaman kazanılmasını sağladı. Aksi durumda kule büyük İhtimalle
devrilecekti. 1198te bitmemiş konstrüksiyonun üçüncü katına saatler geçici
olarak yerleştirildi. 1272'de Camposanto'nun mimarı Giovanni di Simone, İşe
bırakıldığı yerden başladı. Mühendisler, eğimi dengelemek için yüksek katlarda
bir tarafın kat döşemelerini diğer taraftan daha yüksek olacak biçimde inşa
ettiler. Bu da kulenin diğer tarafa meyletmesine yol açtı. 1278'de yedinci kata
ulaşıldığında yapı güneye 1 derece (80cm) yatmıştı. 1284'de Pisa'lılar, Melorya
Savaşı'nda Cenova'l ılara yenildiğinde kulenin yapımı gene durdu. Yedinci kat
1319'da tamamlandı. Çan odası 1372'ye kadar eklenmedi. Bunu, kulenin Romanesk
stilini çan odasının Gotik elemanlarıyla başarılı bir şekilde kaynaştıran
Tommaso di Andrea Pisano inşa etti. Güneye doğru eğimi dengelemek amacıyla
yedinci kornişten itibaren güney tarafına 6 basamak, kuzey tarafına 4 basamak
eklediler. Çan odasında, her biri bir notaya denk gelen 7 çan bulunmaktaydı.
1372 yılında kule, yaklaşık 55m’yi bulan 8 katıyla sonunda tamamlanmıştı.
Geçen yüzyıllar
boyunca mimar ve mühendisler, Pisa Kulesi'nin eğimine çözüm getirmek için
çeşitli girişimlerde bulundular. 1838 yılında mimar Alessandro Della
Gherardesca, kulenin çevresine gömülü temel basamaklarını ve sütun kaidelerini
ortaya çıkarmak için catino denen bir yürüme yolu kazdı. Catino güney tarafında
su seviyesinin altında kaldığından, kazı suyun içeriye dolmasına neden oldu ve
bunu takiben kule, yarım derece daha yattı, 1911’den itibaren gerçekleştirilen
teodolit okumaları eğer daha önce gerçekleşmezse kulenin 2050’de yıkılacağını
öngörüyordu. Kulenin aslında nasıl olup ta yıkılmadığı merak konusudur.
Kurtarma çalışmaları başlamadan önce yapılan bir bilgisayar modellemesinde,
sanal eğim gerçek eğjme ulaşamadan kulenin bilgisayar modelinin yıkıldığı
gözlenmiştir. (Gerçekte dikeyden 5,5 derece sapma vardı, halbuki model 5,44
derecede yıkıldı.) Kurtarma çalışmalarında önemli rol alan inşaat mühendisi
John Burland, kulenin bugüne kadar yıkılmamasının nedenini kulenin 14,500
tonluk kütlesi olduğunu söylemiştir, Sonunda 1990 yılında kule güvenliği
sağlama ve restorasyon çalışmaları için kapatıldı. 2001'e kadar süren
restorasyon sonucu yapının eğimi azaltılarak 1838'deki durumuna geri döndürüldü.
1993'de kulenin eğikliği 4,47metreyle rekor düzeye ulaşmıştı. Yapılan kurtarma
çalışmaları sonucu 2001 yılında eğimin 4,10 metreye düşmesi sağlandı. Pisa
Kulesi kurtarma çalışmalarına rehberlik etmiş olan Prof. Michele
Jamiolkowskİ, 1700'lü yıllardan bu yana kuledeki eğim değişikliğinin
ilk defa durduğunu, 3,99 metreye inmiş olan eğimin sabitlik kazandığını
kamuoyuna açıkladı. Böylelikle kulenin bir 300 yıl daha güvenle ayakta durması
öngörülmektedir.
Kurtarma Çalışmaları
Pisa Kulesi'ni
eğilme hareketi 1918’den beri yılda 1 - 1,2mm olacak şekilde yavaşlamışken,
1990 da eğimde kaydedilen hareket artışı sonucu yıkılma tehlikesi açıkça ortaya
çıktı. Kule halka kapatıldı ve Torino Teknik Üniversitesi'nden Prof. Michele
Jamiolkowski, kurtarma çalışmalarıyla görevlendirildi. Yıkılma tehlikesiyle
kapatıldığı 1990 yılından itibaren çeşitli kurtarma çalışmaları söz konusu
olmuştur. 1992 Mayısında kule,taşıyıcı mermerde gözlenen tehlikeli çatlaklar
nedeniyle 2. kattaki çelik kuşakla güvenceye alındı. Bu çelik kuşaklardan 18
tane kullanıldı.
1993 Temmuz'unda, güneye doğru dönmeyi durdurmak amacıyla temelin kuzey
tarafına 600 tonluk kurşun külçelerden oluşan bir denge ağırlığı konuldu.
Kulenin eğiminde bu çabalar sonucu milimetrik düzelme (1993'te 1cm) oldu.
1995'te dikey yönde 40m derini iğe yerleştirilen toprak ankrajları, kurşun
ağırlıkları destekleyince eğilme hareketi durdu.
Eğimli yöndeki
zeminin beton enjeksiyonlarıyla desteklenmesi ve zeminin dondurulması gibi
denemeler başarısızlıkla sonuçlandı. Hatta eğilmeyi artırdı. Ancak denge
ağırlığı 870 tona çıkarılınca eğilme durdurulabildi.
Çeşitli
tartışmalar sonucu kurtarma çalışmalarına ara verildi. 1997'deki deprem üzerine
önlemler üzerine gene konuşulmaya başlandı.
1998'de kurtarma
komitesi yeniden toplandı. 1998'de kule, eğim yönündeki temellerin yükünü
azaltacak, kuzey tarafındakileri ise yükleyecek şekilde 2 çift çelik halatla
desteklendi, "pantolon askısı" diye adlandırılan halatlar üçüncü
katın iç duvarına saptandı.
Kurtarma
komitesi sonunda bir önlem üzerinde anlaştı; zemin boşaltma metodu. Yıllar
boyunca kurtarma çabaları kulenin güney tarafının desteğe ihtiyacı olduğu
tahminine dayanıyordu. İnşaat mühendis John Burland, çözümün kuzey tarafındaki
zeminin altında olduğunu gördü.
Toprak
öncelikli olarak iki katmandan çıkarıldı; en üstteki kumlu toprak katmanından
ve ikinci olarak deniz kili katmanından. Kumlu toprak kalktığında zemin sıkıştı
ve kil daha güçlü bir temel oluşturacak biçimde zemini sağlamlaştırdı. Bu
toprak boşaltma işlemi için 1999 da kulenin kuzey kısmının altına, toprağa uzun
oyuklar açı İdi. Her biri 21 cm. çapında olan deliciler, dışındaki hiçbir şeyi
bozmadan toprağı çıkardılar. Delici makine çıkarılırken oluşan oyuk toprağın
yavaşça çökmesiyle kapandı. Daha sonra zemin bir beşik gibi yerleşerek kulenin
hafifçe kuzeye doğru yönelmesini destekledi. Bu metodu kullanarak mühendisler
eğimi 45cm geri çekmeyi başardılar.
Strüktüre Yönelik Çalışma
Burland toprak
çıkarma işiyle ilgilenirken, Giorgio Macchi adlı strüktür mühendisi yapının
strüktürel zayıflığıyla uğraşıyordu. Mermer cephe yalnızca 25cm kalınlığındaydı
ve bunun arkasında taş ve kilden oluşan strüktürü ciddi biçimde zayıflatan bir
konglomera bulunmaktaydı. Özgün ahşap iskele nedeniyle oluşan mermer duvarların
İçindeki oyuklar duvarın zayıflamasına katkıda bulunmuştur. Eğimin yarattığı
gerilim, özellikle bu ince cephe nedeniyle doğmuştur. En büyük gerilimler,
ikinci katın güney tarafında, bir kapı girişinin merdivenle kesiştiği noktada
oluşmuştur. Eğer yapı çökecek olsaydı, bunun başlayacağı nokta burası olacaktı.
1992'de bir düzine plastik kaplamalı çelik kiriş, kritik ikinci katı çepeçevre
koruyucu bir zırh gibi sıkıca sararak çatlakları durdurmayı amaçladı.
Kule istenen
eğim derecesine gelip, ölçümler eğilme hareketinin durduğunu gösterince denge
ağırlıkları ve güvenlik halatları kaldırıldı. Stabiliteyi iyileştirmek için
catino'nun katındaki eski beton kuşak temele bağlandı.
Bütün bu
çalışmalar sonucu 1838'deki eğim derecesine geri dönen Pİsa Kulesi, kendisini
meşhur eden bu eğikliğini bir 300 yıI daha güvenle koruyacak.
Pisa Böyle Kurtuldu
Her gün eğilen
ünlü kuleye önce 870 ton ağırlık kondu. Gövde, çelik halatlarla bağlandı.
Altındaki toprak oyuldu ve halatlar çekildi.
1 - 1989'dabir milyon ziyaretçinin basamaklarını zorlukla tırmandığı
kulenin, tehlike çanlarının çalması üzerine Ocak 1990'da kapatılarak kurtarma
operasyonu için uluslararası bir komite kuruldu ve hazırlanan plan uygulamaya
konuldu.
2 - İlkin kulenin alt kısmındaki eğik tarafın tam karşıtı olan kuzey
bölgesine 870 ton ağırlığında kurşun kalıplar konuldu. Böylece eğikliğin daha
da ilerlemesi durduruldu. Bunun ardından kule, çelik halatlarla başka noktalara
bağlandı.
3 - Üçüncü aşamada kurşun ağırlıkların konulduğu bölgenin altı kazınarak,
toprağı alındı. Ve çelik halatlar karşı taraftaki denk ağırlıkta bağlandığı iki
ayrı bölgeden çekilerek, kulenin eğikliği 5.5 dereceden 5 dereceye düşürüldü.
Kule için geçen 12 yıl zarfında bugüne kadar 55 milyar İtalyan lireti (yaklaşık
38 trilyon TL) harcandı.
"Pisa
kulesinin mimarı hakkında çelişkili bilgiler vardır. Yıllarca kule tasarımı
Guglie Imo ve Bonanno Pisano'ya atfediliyordu. (Bonanno Pisano 12.yüzyılın
tanınmış Pisa'lı sanatçısı, Pisa Duomo'da kullandığı bronz kalıplarıyla
ünlenmiş.) Pisano 1185’te Sicilya'ya gitmiş, Pisa ya yıllar sonra gelmiş ve
kendi kentinde ölmüştür. Mezarı, 1820 yılında kulenin ayağında bulunmuştur.
Bununla beraber son araştırmalar kulenin asıl mimarının Diotisalvi olduğuna
işaret etmektedir. Diotisalvi'nin Pisa'da inşa ettiği vaftizhane ve başka
yapılanı konstrüksiyon benzerliği bunu düşündürmektedir."
Ölçülerle Pisa Kulesi
* Yükseklik: 58,36m (temelden), 55m (zeminden) 8 kat,
* Temel dış çapı: 15,484m
* Temel iç çapı: 7,368m
* Eğim derecesi: Dikeyden 3,97 derece (dikeyden 3,9m sapma) 2008 deki durum
* Duvar kalınlığı: Temelde 4m, en üstte 2,4m
* Ağırlık: 14,700ton
* Çan sayısı: 7 (her biri bir notanın sesini veriyor.)
* Çan kulesine çıkan basamak sayısı: 296 adet.
Pisa Kulesi Tanıtım Videosu (İngilizce)
Pisa Kulesi Tanıtım Videosu (İngilizce)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder